27 Ekim 2009

AŞK MI ?

Sevdiğiniz,beraber oldugunuz kişiye veya eşinize karşı büyük bir sevgi mi besliyosunuz yoksa öyle mi zannediyosunuz?

Eşinizle severek mi evlendiniz yoksa görücü usulüyle mi?Görücü usulüyle evlenenler sonra mutlu olabiliyolar mı?

Evlilik aşkı öldürüyo mu sizce?

Bu soruları sizce neden mi yazdım?Bu sorular zaman zaman benim kafamı kurcalıyo.Muhakkak birçok kişinin kafasında bir dönemde olsa bu sorular belirmiştir.

Görücü usulüyle evlenip sonradan sevebilen,mutlu olan  çok insan gördüm.Mutsuz olanlarıda ya da ayrılanları da duyuyoruz,görüyoruz.Ya çocukları için devam ediyolar ya da baba evine dönemiyolar.

Evlilik aşkı öldürüyo gibi laflara inanmıyorum.Belki sıradanlaşıyo olabilir ama öldüğüne inanmıyorum.Yani bir imzamı sizin sevginizi bitiren.Nikah gününe kadar bir sorun yoktu da sonradan mı oluşmaya başladı.Eğer kendinizden ve karşınızdakinden eminseniz,kendinizi hazır hissediyosanız evlilikten sonra fazla bir sorunun olcagına inanmıyorum.Evlilikten sonra tabikide hayatımız farklılaşcak,sorumlulugumuz artcak,bekarkenki gibi olamıcaz eğer öyle olcagını sanıp evleniyosanız büyük bir hayal kırıklıgına tabi uğrarsınız ve başarılı bir ilişki,evlilik olmaz.

Acaba bir boşlukta oldugunuzdan mı partnerinizi sevdiğinizi sanıyosunuz yoksa onun sizi sevmesi hoşunuzamı gidiyo.Bunu anca  kendiniz çözebilirsiniz belki zaman alır ama benden tavsiye partneriniz sizi çok seviyosa bence duygularınızdan bir an önce emin olmaya çalışın çünkü birgün partnerinize bu ilişkiyi istemediğinizi söylediğinizde onu büyük bir hayal kırıklıgına uğratırsınız.

26 Ekim 2009

KARŞIYAKA

İzmiri iyi bilenler şimdi bahsetceğim yeri bilirler özellikle karşıyaka tarafına sık gelenler veya orda oturanlar ama karşıyakaya uzak oturanlar belki gelememiştir ama mutlaka ismini duymuşlardır.

LATİFE HANIM KÖŞKÜ.Bizim arkadaşlarla sık uğradıgımız mekanlardan biri oldu,buluşma mekanımız haline geldi.Hem yemyeşil çimenlerin içinde açık alanda güzel bir yer dekore etmişler.Binanın içinde ATATÜRK'E,ANNESİ LATİFE HANIMA ait kullandıkları eşyalar o dönemin eşyaları dizayn edilmiş.Mumyalarını da görebilirsiniz aynı canlı gibi.Sizi sanki o dönemde yaşamış gibi o döneme götürüyo.O zamanı daha çok merak ediyosunuz.Eşyaları görünce şimdikiler arasında nekadar fark oldugunu görüyosunuz.Bu binanın dış çevresini de çok güzel dizayn etmişler.İsteyen istediği masada oturup oranın keyfini çıkarabiliyo.Bahçesinde çok fotograf çekildik arkadaşlarla.Gündüzleri istediğiniz zaman gidip ziyaret ediyosunuz.Ama bahçesi akşamda hizmet veriyo.Yenilen içilen gıdaların ücretleride uygun.Tam da merkezi bir yerde.Gitmenizi tavsiye ederim

LATİFE HANIM KÖŞKÜ ANI EVİ ZİYARET  SAATLERİ:09:00-12:00 İLE 12:30-18:00
Sadece pazartesi günleri kapalıymış

25 Ekim 2009

KİŞİSEL GELİŞİM 2

Sizde benim gibi iş arıyorsanız,eğer işinizden memnun değil ve alternatif iş arıyorsanız,sürekli hergün kariyer net,yenibiriş,secret cv gibi iş ilanı veren sitelere giriyorsanız, çeşitli arternatifler düşünüyorsanız benden size bir öneri daha.

Kariyer nete giriyorsanız muhakkak görmüşünüzdür ama yinede söyliyim.Habertürk gazetesi kariyer netle beraber ht kariyer diye bir ek gazete çıkarıyolar.Her pazar ve iş ilanları burda da var.Hangi firmalar nerede ilan vermiş inceleyebiliyosunuz.Ayrıca iş hayatıyla ilgili bazı paylaşımlarda mevcut.Fiyatı 1 tl.Ben genelde haber türk gazetesini beğenirdim.Bugün özellikle hem hürriyet ik,hemde habertürk kariyer için 2 farklı gazete aldım ve bana uygun bir iki tane de olsa ilana başvurdum.Umarım olumlu sonuçlanır.

Fikirleri,yazıları her ikisinin de çok güzel bence.Umarım sizede faydası olur...

24 Ekim 2009

KİŞİSEL GELİŞİM

Eğer kendinizi kişisel gelişim için veya iş için geliştirmeyi düşünüyosanız hürriyet ik ile yenibiriş.com'un katkılarıyla bazı konularda beykent üniversitesinin de katkılarıyla sertifika veriliyo.Hem de çok ucuz bir fiyata.

Çalışıyosanız veya çalışmayı düşünüyorsanız hangi pozisyonda olursanız olun farketmez yeniliklere ihtiyaç duyuyosanız benden size tavsiye.Eğer hürriyet gazetesini alıyorsanız pazar günleri hürriyet ik eki veriyo.Bu ekte de,internette de bunla ilgi bilgi var.

Beden dili ve iletişim,perakendecilik,satış/pazarlama,turizm gibi alanlarda kitapları var.Hepsinin fiyatı değişiyo ama çok ucuz.Beden dili yanlış hatırlamıyosam 23 tl+kdv,satış/pazarlam 15 tl+kdv.
Hem bu kitapları alıp okuyosunuz hemde kitapta yer alan size özel numarayla internet sitesine girip ilgili videoları izliyosunuz.Sonrasında da internetten sınava tabi oluyosunuz.Mesela beden dili ve iletişim sınavında 25 sorudan 15 soruya doğru cevap verirseniz sertifika almaya hak kazanıyosunuz.İş başvurusunda buluncagınızda da,iş hayatında da size faydası oluyo.Hemde beykent üniversitesi tarafında sertifika veriliyo.Sertifika ev adresinize yollanıyor.Nasıl?Ben çok beğendim.Ben ilk olarak beden dili ve iletişim kitabını aldım.Hafta içi sınava gircem bir aksilik olmazsa.Umarım başarılı olurum.

HERŞEYİN BAŞI SİGARA

Artık günümüzde çogu hastalıgın nedeninin sigara olduguna eminim.zatüre,faranjit,her türlü kanser,ayakların bu yüzden kesilmesi,beyin hücrelerinin ölümü-felçin nedenlerinden biri,ciğerlerin sönmesi,diş sağlıgının yitirilip dişlerin dökülmesi gibi  nedenlerden biri.Cildin cansızlaşması,katarak'a yol açması,burnun iyi koku almasını engellemesi,damar sertliği-damar tıkanıklıgı gibi hastalıklara yol açar...Bu hastalıklar çoğalır gider.

Grip gibi hastalıklara yakalandıgınızda aldıgınız ilaçların etkisini azaltır.Stresinizi yenmek için içsenizde farkında olmadan daha çok stres olursunuz.Genelde de kahve gibi içeceklerle tüketildiğinde bu etken artıyo.

Hamileyken sigara içenler daha gelişimi tamamlamayan bebeğin gelişimini engelleyip doğduktan sonra sık hastalanmasına,hatta hastalıklı doğmasına sebep olur.Hamilelikte düşük riski artar.

Bütçenize zaten zarar.Ama kimse alınmasın şimdi kurcagım cümleden eğer kendini düşünmeyen biri çevresindekiler nekadar içsin içmesin,pasif içici olsun hiç önemli değil karşısındaki nerdeyse hiç düşünmez.

Sinüzit, farenjit, bademcik ve orta kulak iltihabı gibi üst solunum yolu hastalıklarına yol açar.

Nasıl dondurmadan sonra karpuz yiyemez,yediğiniz karpuz aslında okadar tatlıyken nasıl tatsız geliyorsa sigaradan sonra yediğiniz gıdalardanda tat alamazsınız.

Burger diye bir  hastalık oldugunu daha yeni öğrendim.Bu hastalık, el ve ayaklardan başlayarak tıkanıklığa yol açıyomuş.


 Bunları neden mi yazıyorum hiç düşündünüz mü?Zamanında heves uğruna bende sigara içmedim,sigaraya heves etmedim desem yalan olur.Ama içtiğim zamanlarda beynimin uyuştugunu daha çok hissettim.Stresimi alıyo,hayattaki tek lüksüm o gibi bahanelerin arkasına sıgınmayın lütfen.Herşeyden önce insan ne yaparsa kendine kötülük yapar.Farkında olmadan en büyük kötülüğü kendinize niye yapasınız ki?

Karşılaştıgınız sorunlar karşısında hep başkalarını suçlarız,yargılarız.Ama en büyük kötülüğü neden yapıyosunuz hem kendinize hem çevrenizdekilere.Hem çevrenizdekiler sigaranın olumsuzluklarından etkileniyorlar hem de bir gün size birşey oldugunda çevrenizdekileri üzüyosunuz.Buna hakkınız var mı?

Bu konuya biraz pat diye girdim biliyorum çünkü hergün sigaranın olumsuzlugunu görünce üzülüyorum ama o kadar habere karşı sigara içenlerin sayısı artıyo.Peki ya neden?Daha geçen bir akrabamın özellikle sigara yüzünden beyin köküne kan gitmediğini bırakmazsa felç olabilceğini öğrendim sizlerle paylaşma ihtiyacı duydum.Sizin de etrafınızda muhakkak sigara yüzünden kanser olan,ayagı kesilen kişiler vardır.

SAĞLIK ELİMİZDE,SAĞLIKLI GÜNLER BİZİ BEKLİYOR...

20 Ekim 2009

HAYVANLARDA BAKIM

Hayvanlara bakmak hem zor hem çok basit.Hayvanların hepsi çok güzel,çok tatlı.İnsanı hem rahatlatıyor ve sanki terapi gibi geliyor.Onlarınkisi ayrı bir güzellik,ayrı bir dünya.


Ama eğer bakmak için bir hayvan alcaksanız iyi düşünmeli,birkere değil birkaç defa düşünüp emin olmakta fayda var.Çünkü sonra bakamıcagınıza karar verip onları sokaga bırakcaksanız herşeyden habersiz olarak onları ölüme terkedersiniz.Onlar dışarlarda sokak hayvanları gibi nasıl karnını doyurcagını bilmez,bağışıklıgı gelişmediğinden çabucak hastalanır,diğer hayvanlardan ve diğer insanlardan zarar görebilir,arabalardan dolayı ezilip ölebilir.

Evde yaptıgınız yemekleri eğer alıştırırsanız hazır mamalara dünyanın parasını vermenize gerek kalmaz.Ama düzenli aşılarını yaptırmanız gerekir.Eğer köpek bakıyosanız her gittiğiniz şehir dışı gezisinde yanınızda götüremezsiniz.Hadi kedi,kuş gibi hayvanları yanınızda götürebilirsiniz ama en çok bağlayıcı olan köpektir.Eğer evde kalıp ona bakcak biri yoksa.O yüzden iyi düşünüp karar verin.Bizim bir köpeğimiz oldugundan bu önerilerim o yüzden


HAYVANLARA KARŞI

Benim bir tane alman kurdu köpeğim ve bir de sokak kedim var.Köpeğim dost,kedim pamuk aynı yerde kalsarda çok iyi anlaşamıyolar ve birbirlerini çok kıskanıyolar.köpeğim daha şubat ayında 3 yaşına gircek,kedimiz ise nerden baksam 12 yaşında vardır.yani bizim yaşımıza göre tam bir dede :))

Benim blogumda yer vermek istediğim konusu ise insanların hayvanlara olan tepkisi.Herkes köpek,kedi,kuş vs.sevmek zorunda değil tabiki.

Benim paylaşmak istediğim konu hayvan besleyenlere ve sokakta yaşan hayvanlara biraz saygı duymaları yönünde.Biz sokakları o hayvanlarla paylaşıyoruz.Sevmeyebilirsiniz veya korkabilirsiniz.Kötü bir anı yaşamış olabilirsiniz veya nedeni olmayabilir.Olabilir.Hiç itirazım yok.Beni de bir kere başka bir köpek ısırmıştı ve sırf bu yüzden aşı olmak zorunda kalmıştım.Ama sinir oldugum şey hayvanlara yapılan eziyetler.Size şöyle bir örnek vereyim bizim evler müstakil ve ilköğretim okuluna çok yakın.Öğrenciler gelip geçerken hayvanlara taş,sopa atmaları,onları kızdırıyorlar.Bazen öğrencilerin yanında aileleride oluyor ve en çok sinirimi bozan şeylerden biri de ailelerinde bu duruma ses çıkarmamaları hatta çocuklarıyla berbaer bazı anlarda eşlik etmeleri.Çocuktur hayvanları kızdırabilir ama çocuk afedersiniz köpek gibi havlarken velisininde çocukla bir olup havlaması veya hayvanları kızdırken sesini çıkarmaması garip değil mi?.Sonra genel olarak yok hayvanlar nankördür şöyledir böyledir büssürü laf etmeleri.Kaç kişiyle nerdeyse bu konuda tartıştık.Lütfen sokaktaki hayvanlara zarar vermeyelim.Onlarda ALLAH'IN verdiği bir can.Hatta dökceğiniz yemeklerinizi çöpe atmaktansa onlara verirseniz hayvanlar açlıktan ölmemiş olur.

Aslında tüm tüm hayvanlar çok güzeldir ve sahibine bağlıdırlar.Sadece kedilerde koruma mekanizması oldugundan hemen kendilerini savunmaya geçip pati atabiliyolar.Bunun bir nedenide çevreden bayagı zarar görmeleri.En sadık olanı köpekler.Siz ne yapsanız önünüzde arkanızda dolaşıp duruyolar ve sahibini,bakan kişiyi bayagı korumaları

AYAKKABI MODASI

Siz yurtdışında hangi şehre gitmek isterdiniz bilmiyorum ama benim en çok görmek istediğim yerler; paris,venedik,ingiltere,barcelona...çok şeymi istiyorum :)) umarım birgün bu hayalim gerçek olur.değişik yerler,kültürler görmek çok güzel bir duygu

Bunun ayakkabıyla ne alakası var derseniz.paris biliyosunuz her konuda bir trend oldu.aşk şehri ve alışveriş merkezi haline geldi.

Bu yılda tabiki topuklu ayakkabılar gözde.nekadar her yıl yeni modeller çıksada bazen eskiye özlem oluyor.geçmişte olan modeller tekrardan ortaya çıkabiliyor ve talep yine çok fazla olabiliyor.bilekli botlarda oldugu gibi yine bayagı rabet oldugunu görüyoruz.kauçuk tabanlarada ekonomik ve şık oluşundan dolayı sık rastlıyabiliyoruz.bu modellerin her tür çeşidini flo mağzalarında bulabiliyoruz.ben geçen yaz flodan 1 alana 1 bedava promosyonundan yararlanmıştım.yanlış hatırlamıyosam 60 lira vermiştim aldıgım iki çok şık ayakkabıya.Biri beyaz renkli topuklu şeritler halinde ve bağlamalı diğeride altın sarısı gibi füme ranki çok değişik bir tarzı olan yine topuklu bir ayakkabıydı.istanbula gittiğimde almıştım.

Öğrendiğim kadarıyla floda konfor serisi var ve bu serideki ayakkabılar ayak ağrılarını bile önlüyomuş.çabuk yorulan veya gün içinde çok koşturanlar için ideal bir seri oldugunu düşünüyorum.fiyatı biraz tuzlu gelsede bence ayak saglıgı ve rahatlık için değer diye düşünüyorum.hem kaliteli ayakkabı almış oluyosunuz hem de rahat ediyosunuz.

Püsküllü ayakkabı ve botlarda floda olan modellerden.genç ve rahat bir tarzı olanların rahatlıkla kullanabilcekleri bir seri.

Ayakkabı ve çizmelerde dökümlü havası olan modellerede çok sık rastlıyoruz.bence çok şık ve herzaman kullanabilen,modası geçmeyen modeller.

Flo mağzaları heryerde var.İstanbulda capitole gittiğimde görmüştüm.izmirde bildiğim kadarıyla bornova forumda var.Ama siz siz olun çok topuklu ayakkabı giymekten kaçının.çünkü varislere yol açabiliyolar,çabuk yorulursunuz...

18 Ekim 2009

TOPUKLU AYAKKABI VE AYAK SAĞLIĞI

Topuklu ayakkabıyla yürümeye alışmayan biri olarak topuklu ayakkabıyla gezmek nekadar zormuş.Dün akşam okadar çok kaldıki ayagımda topuklu ayakkabı.Hala ayagım ağrıyor.


Sürekli topuklu giyenler artık nasıl düz ayakkabı giyemiyosa ya da düz ayakkabı giydiklerinde kendilerini garip hissediyosa benimkiside öyle birşey.Bu akşamda bir düğüne gitcem ve herhalde yine topuklu ayakkabı giycem.Yarını düşünemiyorum bile :))

Belki topuklu ayakkabılar güzel duruyo,giydiğiniz takımı veya elbiseyi tamamlıyor.Sizi belki biraz daha uzun gösteriyor ama şu da bir gerçekki sürekli topuklu ayakkabı giymek ayak sağlıgına zarar veriyor.Arada ayakları dinlendirmek gerekiyor.Ayaklarınızı daha çok yoruyor ve otomatikmen siz yoruluyosunuz.Enerjiniz,gücünüz kalmıyor ve ertesi güne yorgun başlıyabiliyorsunuz.Çevremizde çok kişi topuklu ayakkabıyı sürekli giymekten ayaklarında rahatsızlık oluşup bir daha giyemicek duruma geldi.Ayak tabanında düşmeler olabiliyor.Fazla yürüyemiyosunuz,koşamıyosunuz,ayagınızı burkup düşebiliyorsunuz.

Tabi uzmanlar sıfır topuksuz ayakkabı giymeyide önermiyor.Gün içerisinde rahat edebilceğimiz ayakkabı seçmekte herzaman fayda oldugunu düşünenlerdenim.

NOT:bunları özellikle çok yüksek topuklu ayakkabı giyenler için yazdım.Sizinde fikirleriniz tabikide önemli yorumlarınızı bekliyorum.

Açık ayakkabılarda ayak bakımına daha çok dikkat etmek gerek.Ayaklar güzel,bakımlı görünmedikten sonra pek anlamı kalmıyor açık ayakkabı giymenin.Giyilen kapalı ayakkabılarda hele sıcakta havasız kaldıgından istenmeyen kokulara yol açabiliyor.Bu yüzden ayakkabıyı giymeden ayakkabınıza pudramı sürersiniz ya da gün bitiminde özel bakım mı yaparsınız buna siz karar verin.Ama ayakları gün sonunda dinlendirmek çok önemli ayaklar yoruluyor,kütük gibi oluyor hele topuklu ayakkabıda iyice ayakların kan dolaşımıda düşüyor.Kan dolaşımını hızlandırmak için ayakları yukarıya doğru kaldırıp kan dolaşımını hızlandırabilirsiniz ya da ayaklarınızı sıcak suda tutarakta rahatlatabilirsiniz.Sağlıklı günler...

14 Ekim 2009

kolay yaşam için püf noktaları

Dirsekler ve topuklar en hassas olunması gereken noktalardan biridir.Banyo yaparken o bölgeleri iyice ovup yumuşatabilirsiniz ve banyoda yumuşayan derinin temizlenmesi daha kolaydır.Herkes herhalde ponza bulunur.Ponza yardımıyla ayaklarınızdaki deriyi soyup temizleyebilirsiniz.Elinizle bile ayaklarınızı ovsanız deriniz yumuşadıgından kolayca çıkar.Sonra o bölgeyi suyla durulayıp kremleyebilirsiniz.Dirsekleri kolanyalayıp krem sürebilirsiniz.Deneyip görün

Fondöten seçimi zordur.Açık renk alımı sizi mumya gibi gösterceği gibi koyu renk ise maske takımış gibi görünmenize yol açabilir.Yüze ve çene kemiğine sürerek veya bileğinizin içine sürerek karar verebilirsiniz.

Spor yapmaya vaktiniz yoksa karnızı eritmek için evdeyken kibrit kutusundaki yere döküp teker teker toparlarsanız veya benzer şeyleri yere saçıp eğilerek topladıgınızda karnınızı çalıştırmış olursunuz.

BAYANLAR İÇİN PRATİK BİLGİLER

  • Göz kapaklarınız kurbağa gibi şiş.Bütün gece ağladınız.Taze patatesin kabuğunu soyup ince rendeleyin.Suyuyla beraber patatesi tülbent arasına koyup bağlayın ve 1/2 saat sonra şiş inecektir.
  • Gözleriniz kızarıyorsa çayı soğuduktan sonra bir fincana koyun.Fincanın üzerine eğilerek gözünüzü içinde 1-2 kez açıp kapayın.Bu göz banyosu kızarıklığı alacaktır.
  • Allığınız kutusunda parçalanmışsa sakın atmayın.Allığı bir kapta iyice ezip uygun bir kaba koyup kullanabilirsiniz.
  • Bir yumurta sarısını 1 çay kaşığı zeytinyağı ile karıştırıp besleyici bir maske olarak hazırlayabilirsiniz ama bu maske kuru ciltler için geçerli.
  • Saç ve makyaj fırçalarınızı yıkadıktan sonra başaşağı kurutmaya çalışın.Aksi takdirde fırçalarınızın tüyleri çürüyüp kelleşir.
  • Deniz kıyısındaki ince kumlar peeling etkisi görür.Dirseklerinize ve topuklarınızı kumlarla ovarak vücudunuzdaki ölü hücrelerden kurtulabilirsiniz.Deniz çıkışı vücudunuza nemlendirici sürmeyi ihmal etmeyin.
  • Ağda sonrası limonla tuzu karışrırıp tüyleri alınmış bölgeye sürerseniz  kıl kökleri zayıflayacak ve tüylerin çıkma süresi uzayacaktır.Cildiniz hassas ise bu işlemden sonra yıkayın ve nemlendirici sürün.
  • Muayyen günlerinizde cilt salgıları da değiştiğinden fondötenin tende kalıcılıgı zayıflar.Makyaja başlamadan arındırıcı bir maske yapmanız teninize birkaç saatliğine de olsa eski formunu kazandıracaktır.
  • Gözleriniz yorgun ve kanlıysa o gün makyajınızda mavi,yeşil tonlarından kaçının.Bu renklerle daha da yorgun bakışlara sahip olabilirsiniz.
  • Bitmiş maskaranızı atmayın.Yıkadıktan sonra fırçasını kaş fırçası olarak kullanabilirsiniz.
  • Sandeletlerin içinde ayagınızı rahatsız edici bir metal varsa,metalin üzerine oje sürüp kurumasını bekleyin.Artık ayagınıza batmıcaktır.
  • Kaşınızı alırken bir kaşınız diğerine göre daha ince duruyorsa toz kahverengi far ve sünger fırça yardımıyla ince olanı doldurabilirsiniz.
  •  

     

    KOLAY YAŞAM İÇİN PÜF NOKTALARI


    Çogumuz mide ağrısı,baş ağrısı,kalp çarpıntısı gibi sorunlar yaşıyabiliyoruz.Bu bazen stresten de olabilir.Çogu kişide kansızlık var ve kansızlık sorunu yaşıyanlar çok çabuk üşüyüp hasta olabiliyolar,çabuk yorulabilirler. Hastalıkları düzensiz olabiliyor.Kansızlık problemi olanların kan yapıcı özellikte olan pekmez,bal gibi gıdaları tüketmeleri gerekir.Belki onlar için en çok değer taşıyan bir konu seçtim.umarım faydasını görürler

    BAL HER DERDE DEVA


    1. Zekayı açar
    2. Ilık suyla karıştırılıp içilirse müshil olur
    3. Soguk suyla karıştırılıp içilirse ishali keser.
    4. Kanı temizler,kan dolaşımını kolaylaştırır.
    5. Kalp çarpıntısına iyi gelir.
    6. Hazmı kolaylaştırır.
    7. Kansızlar için kan deposudur.
    8. Kemik hastalarına iyi gelir.
    9. Damar sertliğini yok eder.
    10. Sinirlere uykusuzluga iyi gelir.
    11. Bal yiyen kişi peklik ve emoroid olmaz
    12. Mide ağrılarına iyi gelir.



    Hiçbiri zor değil ve uygulaması kolay oldugu gibi ucuz yöntemlide.Bazı şeylerin elimizde oldugunu düşünenlerdenim.Sevdiğim bir söz var.Bir büyüğümden öğrendiğim.

    ÜŞENME,ERTELEME,GECİKTİRME...

      9 Ekim 2009

      KIRIŞIKLIKLAR


      Deri vücudun en büyük organıdır.Kişiden kişiye değişebiliyor.Üç ayrı katmandan oluşur; Epidermis üst deri (cilt), dermis (alt deri) en iç kısımda da yağ dokusu yer alır. Üst deri yani üst deri, vücudu dış etkilerden koruyan bir siper gibidir. Bu tabaka kansızdır ve birbirine geçmiş beş hücre katmanından oluşur.Ancak bu katmanlar kesin sınırlarla birbirlerinden ayrılamaz.En alt tabakada, sürekli yeni hücreler üretir, bu hücreler yukarıya doğru ilerler ve 28 günde üst deri düzenli olarak yenilenir.Alt tabakada yeni üretilen hücreler yuvarlak ve yumuşaktırlar.Yukarıya doğru yani deri yüzeyine çıktıkça yassılaşır, sıkışır ve keratinleşirler. Alt deri cildin gerçek gücünü ve direncini oluşturur. Kan damarları, sinir uçları, yağ bezleri, ter bezleri bu kısımda bulunur. Yumuşak yapısı ile cildi kaslar ve kemiklerden ayırarak, yastık vazifesi gören hipodermis cildin alt tabakasıdır. Hanımların en çok şikayetçi oldukları selülit malesef bu bölgede oluşur.Yağ hücreleri içindeki yağın zaman içinde birikmeleri ve dermisin zayıflaması ile portakal kabuğu görüntüsünü alır.

      Derinin kalınlığı 2 m.yi bulur.Vücudumuzu dış etkenlerden korur.Suya girdiğinde suyu sünger gibi emmez.


      Yüzdeki kırışıklıkların farklı sebepleri vardır.Bunu öğrendik artık.Aslında çoğu şeyi biliyoruz ama günlük hayatta uygulamadığımızdan unutabiliriz.Bir şekilde konusu geçtiğinde ben bunu biliyordum deriz.Bu hepimizin başına gelir.Hangi tip kırışıklığa sahip olduğunuzu belirleyerek, doğru yöntemi bulabilirsiniz.Yeter ki isteyin,isteyelim...

      Kuruluk Kırışıklıklarında ise nem eksikliğinden,soluk ve mat görünmesinden kaynaklanır.Oluşum nedeni ise;güneşin zararlı etkileri cildi kurutur ve kalınlaştırır.Kuru cilt ise gerginleşir ve pul pul dökülmeye başlar.Zamanla çatlar ve kırışıklıklar belirginleşmeye başlar.Klima ve kalorifer, alkol ve sigara kullanımı da cildin nemini azalmasına sebep olur.İşte sigara/alkol her yerde karşımıza olumsuz olarak çıkıyor.Hatalı uygulanan temizlik ürünleri ve bakım işlemleri de cildin koruyucu tabakasına zarar verir. İlerleyen yaşlarda cilt depolama yeteneğini kaybeder ve yeterince su içemeyen kişilerde yıpranma daha fazla görülür. Bu tarz yanlış tavırlar, cildin günde yarım litre su kaybetmesine sebep olur. Yağlı kremler cildin üzerinde bir tabaka oluşturarak suyun buharlaşmasına engel olurlar. Ayrıca özel nem takviyeli kremler de kuruluğa karşı kullanabilirsiniz.

      Güneş Kırışıklıkları,göz kırpmak gibi mimik hareketleriyle belirginleşen göz çevresinde ve yanakların üzerinde dikey kırışıklar oluşur. Cilt, ışıltısını ve elastikiyetini kaybettiği için, kuru ve mat bir görünüm oluşur. Güneşe uzun süre korunmasız maruz kalmanın olumsuz sonuçları uzmanlarca “foto yaşlanma” olarak nitelendiriliyor. Koruyucu ürünlerden sadece kumsalda yararlanıldığını düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Güneş, cildimize sadece plajda hasar vermiyor. Her yerde, her mevsimde güneşin zararlı ışınlarına maruz kalıyoruz.Hatta evinizdeyken bile güneş ışınlarına maruz kalırsınız.Evin camlarından dolayı direkt güneşi alamasanız da güneşten etkilenirsiniz.Bu yüzden evden çıkmadan yarım saat önce, güneş koruyucu faktörlü bir krem sürün.

      Yaşlılık Kırışıklıklarında göz ve dudak çevresinin yanı sıra yanaklarda, çene altında ve boyun bölgesinde yavaş yavaş gelişmeye başlayan kırışıklar, ciltte zamanla derin ve kalıcı izler bırakır. Kolajen ve elastin liflerinin yoğunluğunu yitirmesi nedeniyle yüz çevresinde, özellikle çene altında, gevşeme ve sarkma oluşur.

      Menopoz Döneminde östrojen seviyesinin düşmesiyle birlikte cildin kolajen lifleri ve elastin üretimi de azalır. Menopoz kaynaklı hormon azalması, yüzeydeki liflerin ve suyun %25’inin ve kolajenlerin %30’unun kaybına neden olur. Bunun sonucu cilt yağ ve nem depolama yeteneğini yitirir. Bu kaybı önlemek için, kozmetik dünyasında pek çok ürün var. Hücre koruma etkili ve botoks etken maddeli kremleri tercih edebilirsiniz.Karar sizin.

      Sağlıklı,mutlu günler dileğiyle...

      5 Ekim 2009

      KEPEKLİ SAÇLAR

      Kepekli saçlara artık günümüzde çogu kişide bayan erkek farketmeden görülebiliyor.Ama bunun için canınız sıkılmasın.Çünkü herşeyde oldugu gibi onunda bir çözümü var.
      Saçlar yıkandığında diplere yayılır,kuruduğunda üstlere doğru çıkar.

      Kepekli saçların nedeni vitamin eksikliğidir.Tabi kullanılan antibiyotikler,kalitesiz şampuanlar, stres,sigara,alkol,ateşli hastalıklar kepeğe neden olan etkenler arasında yer alıyor.Kepek tüm saç türlerinde görülebilir.Kepek bulaşıcıdır.Kepek problemi olan birinin taragını kullanmayın.

      Haftada bir gün saçınızı duruladıktan sonra bir kap suya koyacağınız 10 gr. sirkeyi de pamukla saç diplerinize sürüp, iki saat bekletirseniz, bu probleminiz sona erer. Eğer yine bu derdinize çare bulamadıysanız, mutlaka bir cilt uzmanına başvurmalısınız.

      Bioxcin,restorex gibi markalar belki diğer markalara göre daha pahalı ama daha etkili olduğundan bu şampuanları almaya değer olduğunu düşünüyorum


      Saçlarımızın canlı olması,dökülmemesi için dikkat etmemiz gerekiyor.Kendimize ne kadar iyi bakarsak vücudumuzda bize o kadar iyi bakar.

      Doğru ürün kullanımı bizi istediğimiz sonuca götürecektir.