17 Ekim 2011

KEDİ İLE KÖPEĞİN İLİŞKİSİ




Bizim beslediğimiz kedimiz ile köpeğimiz resimdeki gibi çok iyi anlaşıyorlar.Pek alışık olmadığımız bir durumda olsa çok güzel bir görüntü değil mi?Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?Daha öncede iyi anlaşan kedi ve köpek belki görmüş olabilirsiniz.Benim çok hoşuma gittiği için sizlerle paylaşmak istedim.

Bu hayatı onlarla beraber paylaşıyoruz.Bizden istedikleri bir kap yemek,biraz sevgi.Özellikle yaz aylarında onlardan bir kap suyu lütfen eksik etmeyelim.Özellikle köpeklerin terleme bezleri olmadığından sıcak havalarda suya daha çok ihtiyaç duyuyorlar ve bu yüzden dilleri hep dışarıdadırlar.

Herkese iyi haftalar diliyorum.Günleriniz iyi,sağlıklı geçer inşallah.Kış kapımızda soğuk havalara dikkat...

24 Ağustos 2011

GÜNEŞ DOSTUMUZ MU DÜŞMANIMIZ MI?

Yazın bitmesine az kalmasına rağmen güneş ile ilgili bu yazıyı paylaşmak istedim.

Güneş D vitamini içeriyor.Çogu yediğimiz üründe D vitamini bulunmuyor.D vitamininden yararlanmak için bir süre güneşten faydalanabiliriz.

Ama yaz aylarında güneşi görünce bronzlaşmak uğruna güneşe teslim oluyoruz.Bronz görünmek hoşumuza gidiyor,yakışıyor,başkaları tarafından beğeniliyoruz.Ama bilmediğimiz veya bildiğimizi uygulamadıgımız belki çok şey olabiliyor.

Güneş sayesinde cildimiz farkedilir bir şekilde daha parlak ve canlı bir hal alır,sivilcelerin çoğu kaybolur,cilt yoluyla emilen D Vitamini bağışıklık sistemimize iyi gelir,kan dolaşımını hızlandırarak cildin bakterilerle savaşma gücünü destekler,kemik erimesine iyi geliyor,egzama ve sedef gibi cilt sorunlarına daha iyi gelebiliyor.Tabi bir de psikolojik etkileride var.Güneş açtıkça kendilerini çok mutlu hissedenler olabiliyor.

                 
15 dakikalık güneş banyosu(Koruyucu krem olmadan)
                                          =
1 bardak süt + 1 porsiyon somon balığı ya da 600-800 birim D Vitamini Takviyesi'ne denk geliyor.
     
Ama dikkat etmemiz gereken başka bir şey var.Saat 11.00 ile 16.00 arası saatler güneşin en etkili oldugu ve en tehlikeli oldugu saatler.Ve fazla güneşe maruz kalmak CİLT KANSERİNE sebep oldugu.

Sağlıgımız açısından dikkat etmekte fayda var diye düşündüğümüzden bu bilgiyi paylaşmak istedim... 
                                                                                          

20 Ağustos 2011

AYŞE KULİN-HAYAT VE HÜZÜN

Merhabalar;yaz başında okumaya başladıgım iki kitaptan sizlere bahsetmek istiyorum.

AYŞE KULİN'in kitaplarını genelde beğenirim.Bu yıl kendisinin iki kitabını birden okudum.Gerçekten okuması gereken iki kitap.

İnsanın ömrü boyunca başına nelere gelebilceği,bunlarla nasıl başedebileceği,yaşadıgı maddi-manevi zorluklar,o dönemde ülkede yaşanan olaylar,ailesinin herzaman ona tam destek olması,yurtdışındaki hayatı,memleket hasreti,aileden ayrı geçen zor zamanlar,çocuklarında ayrı kalmak zorunda kalması,ayaklarının üzerinde durabilmek için ve çocuklarına iyi bir gelecek sağlamak için gece gündüz çalışmak zorunda olması yani verdiği hayat mücadelesi.Gençlik,hayaller,sıkıntılar.Ders alınması gereken çok şey var bu kitapta...

Hiçbirşey olmaz demeyin ya da hiçbirşeyi yapamam da demeyin.Hayatın insanları nelere sürüklediği belli olmuyor.İnsanın içinde bulunduğu duruma,şartlara ayak uydurması ya da ayak uydurmaya çalışması...

11 Ağustos 2011

ÖZLÜ SÖZLER

Uzun süredir yazılarıma ara verdiğimin farkındayım.Bu aranın belli sebepleri var tabiki.Bir süre bloglara erişememe,bir süre kendi işlerim vs.derken tekrar burdayım.Bu hafta beğendiğim bazı güzel sözleri sizlerle paylaşmak istedim.Bunlardan birkaçı.Umarım beğenirsiniz... 
  • "Mürekkebine göre barındırırım insanları,herkes kendi yazısını kendi yazar hayatıma.Gülüşler   geçer üzerinden yazıların,sahtelikler yıpratır...Ucuzsa mürekkebi;yazan siler kendini,herkes kendi yazısını yıpratır aslında.Ben silmem kimseyi,içten yazılmamış her yazı zamanla uçup gider..."    
  • Hala açlıktan ölenler varsa dünyada,Aslında ölen insanlar değil; insanlıktır.*R. Sharma 
  • "Bana KEŞKE dedirten hayat: geleceğe dair BELKIDE dedirtti. Ve şimdi de ben bunların hepsine dayanarak NEYSE diyorum..."
  • Öğrendim ki, sadece iki şey terk etmezmiş insanı.Biri yanındaki ana, diğeri kalbindeki yara!*Ataol Behramoğlu

    4 Nisan 2011

    YAŞA GÖRE EGZERSİZ

    Herkesin;her bünyenin her yaş grubunun farklı egzersize ve gıda takviyesine ihtiyacı vardır.
    Küçükken herkes bir an önce büyümeyi ister ve belli bir yaşa gelince de tekrardan çocuk olmayı.Garip ama güzel bir duygu çocuk olmak.O dönemlerdeki çocuksu duygularda,yaşantıda olmak farklı bir duygu.Keşke hep çocuk kalabilsek.Ama yine de her yaşın güzelliği farklı.

    Şimdi gelelim konumuza.Mesela 10 yaşındaki aile bireyinin bir işte çalışması nasıl mümkün olmuyorsa ortalama 50 yaşındaki bireylerin de ağır kaldırması,hızlı koşması veya sağlığı için her şeyi yemesi ne yazık ki mümkün olmuyor.Biliyoruz ki belli bir yaştan sonra ne yazık ki çoğumuzda şeker,tansiyon,kalp gibi rahatsızlıklar ortaya çıktığından 20'li yaşlardaki yediklerimizi ne yazık ki yiyemiyor içemiyoruz veya o zamanki enerjimiz olmadığından çok hızlı hareketler,sporlar yapamıyoruz.

    Uzmanların dediklerine göre;
    7-16 yaş grubundaki çocuklara her gün en az 60 dakike boyunca hareket yapmalarını sağlayın çünkü bu onların fiziksel gelişimleri açısından önemli ve fiziksel aktiviteleri daha az olanların daha az sosyal hayatları,daha düşük kariyerleri olduğu gözlenmiş.

    16-24 yaş grubundaki bireylerde haftada 3-4 gün farklı yoğunlukta aktiviteleri uygulamak ise yeterliymiş.Bu aktiviteler;yüzme,tenis,spor salonları,yürüyüş,bisiklete binmek olabilir.Bu yaş grubunda metabolizma sorunu pek olmadığından bu spor hareketleri metabolizmanın hızlı çalışmasına yardımcı oluyor.Ama ilerisi için önlem oluşturmamıza yardımcı olur.

    25-35 yaş arasındaki bireyler haftada 4 kez  en az 30 dakika aerobik hareketleri yapması öneriliyor.
    30 yaşından sonra vücut daha az hormon üretip vücut dokusu kayıplara uğradığından daha fazla yağ depolanmaktadır. Kilo kontrolünde egzersizler daha fazla enerji harcamanızı sağlar.Egzersizler kalbimizin ve ciğerlerinizin dayanıklılığını artırırken kan akış hızını değiştirerek sizi kalp hastalıklarına karşı korur.Yapılan yürüyüş, koşu egzersizleri kemik yoğunluğunun artmasını da sağladığından önemli aktiviteler arasında yer alıyor.

    35-45 arasındaki bireyler eğer bu yaşa kadar pek aktiviteleri yoksa kendileri yağ depolamada tehlike içerisinde yer aldıklarından bu zamana kadar olabildiğiniz kadar aktif olmaya bakın.Çünkü bu yaş grubuna gelince metabolizma yavaşlıyor ve kas kaybı oluşmuş olduğundan direk yağ depolanıyor bu da kalp rahatsızlıkları ve kilo alımında risk oluşturabiliyor.

    Hepimiz biliyoruz ki en değerli giysimiz cildimiz ve zor gelse de cildimize iyi bakmamız gerekiyor.Eğer iş yoğunluğunuz varsa spora 30-40 dakika vakit ayıramıyorsanız gün içerisinde gideceğiniz yerler çok uzak değilse mesela katlar arasında asansör değil merdiven kullanmaya çalışın.Apartman kapıcısı da olsa çöplerinizi siz atın.Bu hem dış görüntümüz açısından hem de vücudumuzun içindekileri göremediğimizden iç yapımızın için oldukça önemli.İlerisini garantiye almak istiyorsak,hem görüntümüz iyi olsun hemde çoğu şeyi yiyelim diyorsak bunu dikkate almamız gerek diye düşünüyorum.Bazen zor olsa da mümkün olduğunca uygulamaya çalışmaktan zarar gelmeyeceğine göre neden kendimize bakmayalım...

    Genç yaşta kendimize daha dikkat etmemiz ilerleyen yaşlarda da daha dinç olmamızı sağlar ve bence bu da hepimizi mutlu eder.Bazı ufak ayrıntılara dikkat etmekte fayda var.Peki siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

    3 Şubat 2011

    ESKİ BİR DOST

    Hürriyet gazetesi köşe yazarlarından Cengiz Semercioğlu'nun bir yazısı.Defne Joy Foster'ın ölüm sebebiyle ilgili çeşitli yorumlar yapılıyor.Daha otopsi sonucu belli değil ve Hürriyet gazetesi köşe yazarı Cengiz Semercioğlu yapılan yorumları ele almış.Güzel bir yazı.Keyifli okumalar...

    http://www.hurriyet.com.tr/magazin/yazarlar/16921763.asp

    2 Şubat 2011

    ACI BİR KAYIP

    Bugün üzücü bir haber aldık.Ünlü sunucu ve oyuncu DEFNE JOY FOSTER bu sabaha karşı evinde ölü bulundu.Başarılı oyuncunun ölüm nedeni araştırılıyor.

    Kısaca kendisiyle ilgili bilgi vermek istiyorum.
    • 1979 Sinop doğumlu.
    • 2008 yılında evlilik yapmış ve 2009 yılında ise 1 oğlu dünyaya gelmiş.
    • İlk olarak DJ'lik yapmıştır.
    • Sihirli Annem,Hayal ve Gerçek gibi dizilerde oyunculuk,Çat Kapı,Çeyiz Show gibi programlarda sunuculuk yapmıştır.
    • En son "YOK BÖYLE DANS"adlı yarışma programına yarışmacı olarak katılmıştır.
    Her ölüm erkendir ama Defne'nin ölümü daha erkendi.Cıvıl cıvıl biriydi.Genç yaşta gelen bir ölüm.Allah rahmet eylesin,ailesine,sevenlerine başsağlıgı diliyorum.

    31 Ocak 2011

    "EYVAH EYVAH 2"

    Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba.Çalışan bayan olmanın verdiği bir zorlukla eskisi gibi bloguma girip izlediğim blogları takip edemiyorum.

    Nerdeyse 2 hafta önce Ata Demirer'in başrolünde oynadıgı "Eyvah Eyvah 2"filmine gittik.Birincisini büyük bir zevkle izleyip bayagı güldüğümüzden koşa koşa gittik.Bana göre ilki daha komikti.İkincisi biraz daha duygusaldı.Yine de çok güzeldi.

    Gitmeyenlere,gitmek isteyipte fırsat yaratmak isteyenlere tavsiye ederim.Gitcek olanlara şimdiden iyi seyirler dilerim.İyi haftlar diliyorum.Tekrardan görüşmek üzere.

    11 Ocak 2011

    SAĞLIĞIMIZ İÇİN

    Biliyoruz ki sağlıklı bir ömür geçirmek için bazı püf noktalarına dikkat etmemiz gerekiyor.Bazen hayatın zorlu koşullarında bunları yapmamıza engel olsa da fırsat buldukça,aklımıza geldikçe yapmak iyi olur.Hatta alışkanlık haline getirmemizde fayda var.


    Bunlardan biri sağlığımız için esmer seçmemiz.Rafine olmamış yani işlenmemiş ürünleri seçmek sağlığımız için önemli olduğunu biliyoruz.Artık çoğu şeyde işlenmemiş gıda ürünü bulmak belki zor gibi gelse de bunun için çok özel bir çaba sarf etmemize gerek yok.Nedeni ise nasılsa evimizin,kendimizin ihtiyaçları için alışverişe çıkıyoruz.Gittiğimiz alışveriş merkezlerinde,çarşıya çıktığımız bu ürünleri bulabiliriz.Esmer şeker,esmer ekmek,esmer pirinç,esmer un ve daha fazlası artık mağazalarda bulunuyor.

    Kepekli tahıl ürünleri, yulaf,esmer pirinç, kepekli makarna ve bulguru sofranızdan eksik etmemek gerek.

    Nedenine gelince:

    • Tam tahıllar, rafine tahıllara göre daha yavaş sindirilir.
    • Yavaş sindirilmesinin kan şekeri ve insülin üzerinde yararlı etkileri vardır.
    • Kansere karşı koruyucudur.
    • Metabolizmayı hızlandırır.Kabızlığı önler.
    • Esmer gıdaların tok tutma özelliği vardır.
    • Şeker hastalığı riskini azaltırlar.
    • Magnezyum ve vitamin bakımından zengindirler.
    • Kötü kolesterolün seviyesinin düşmesine yardımcı olur.
    • En çok life sahip gıdalardır.Demir ve vitamin yönünden zengin olduklarından daha sağlıklı olmanızı sağlarlar.Ve kilo almanızı engeller.Tabi ki fazla tüketmemek kaydıyla.

    Böyle faydaları varken neden hayatımızda bulundurmayalım?Sonuçta her şey bizim için,sağlığımız için.Herkese sağlıklı günler...