19 Ekim 2014

MESAFELER VE KIYMET BİLMEK

Genelde sevdiklerimizin kıymetini onları kaybettiğimiz zaman anlarız.Öyle değil mi?

Çoğumuz aslında farkındayız,biliyoruz bazı şeyleri fakat başımıza gelince tekrar hatırlıyoruz.
Ailemizi,arkadaşlarımızı aslında çok seviyoruz.Kimi zaman belki bunu onlara hissettiremiyoruz.Belki yapımızdan dolayı belki yaşanan bazı olumsuzluklardan.Ama ilişkimiz bir şekilde bittiğinde eksikliklerini daha iyi fark ediyoruz.İşte o anlarda diyoruz ki;benim için ne kadar önemliymiş.Bir de üstüne gurur yapıp elimiz ne telefona gidip onları arıyoruz ne de onları ziyarete gidiyoruz.Aslında bütün herşeyi bir kenara bırakıp birbirimizin değerini bilsek,bunu hissettirsek daha güzel olmaz mı?

Bazen araya mesafeler giriyor,iş güç giriyor.Mesafeler uzakken onların eksiklerini daha iyi hissetmiyor muyuz?
Önemli olan mesafeler uzakken de birbirimizin kıymetini bilmek.Bahaneler üretmek yerine çözümler üretmek daha iyi olur diye düşünüyorum.Bazen gönüllerin bir olması da yetebiliyor,yeterki birbirimizi unutmamak,unutmadıgımızı gösterebilmek.Yanına gidemiyorsak telefon açıp konuşabilir ya da arada kart postal atabiliriz.Şimdi kartpostal mı kaldı derseniz bence çok güzel birşey mektuplaşmak.Ben küçükken uzaktaki arkadaşlarımla birbirimize mektup atardık.Birbirimize bayram,yılbaşı için kartpostallar yollardık.Hala saklıyorum onları.Ne heyecan duyardım postacı mektup getirdiğinde.Şimdi hepsi bir hatıra benim için.Ingıltere de hala kart postal atmaya önem veriyorlar,heyecan duyuyorlar.Sadece çeşitli kartpostalların  satıldığı dükkanlar var.Hala önem veriyorlar,heyecan duyuyorlar.Renkli,sade,desenli nasıl isterseniz.

Her gün yeni birşey ile karşılaşıyoruz.Yaşadığımız anın kıymetini bilmek lazım.Hayat bizi yorsa da,hep karşımıza olumsuz şeyler çıksa da neden içinde bulunduğumuz anı daha iyi bir şekilde yaşamayalım,güzelleştirmeye çalışmayalım.Bazı şeyler deneyimle elde edilir fakat manevi değerler daha farklı,daha önemli ve kalıcı.Kıymet bilmek için illa başınıza olumsuz şeylerin gelmesini beklemeyin.O zaman çok geç olabilir.Geç olmadan birşeyler yapmalı.Ne dersiniz?

Mesafeler sevmeye engel değildir,yeter ki bahaneler olmasın...

13 Ekim 2014

INGILTERE MACERAM

Geçenlerde ingiltereye gitceğime dair bir yazı yazmıştım.Vizem çıktı ve herşeyimi ayarlayıp geçen hafta pazar günü geldim.Yolculuk biraz uzundu çünkü ilk önce izmirden istanbula oradan ise ingiltereye dört saatlik bir uçuşla vardım ama ben bournemouth'a geleceğimden bir de üç saatlik bir yolculuk gerçekleştirdim.

Sabah başlayan yolculugum akşama doğru bitti.Yanında kalacağım aile çok iyi,gayet ilgili,konuşmaya çalışıyorlar ve bu benim için çok önemli.Çünkü buraya ingilizcemi geliştirmek için geldim.Gittiğim okulda güzel,öğretmenler gayet iyi ve anlaşılır bir şekilde anlatılıyor.Bu hafta ikinci haftaya girdim.Ilk baştaki acemiliği üzerimden atmaya başladım.Çünkü her geçen gün birşeyler,yeni yerler öğreniyorum.Bu gittikçe insanı rahatlatıyor.Bugün sınav olduk.Her hafta öğrenilen konulardan sınav olmaz.Bu daha iyi öğrenmek için bence gayet iyi bir uygulama.                                                        

Burası  her yönden farklı tabi.Trafik bize göre tersten işliyor ama trafikte korna sesi duymamazsınız,kolay kolay sollama yapılmıyor,yayalara genelde yol veriliyor.Tesco ekstra,iceland gibi küçük marketler var.Bu marketlerde uygun fiyatlara alışveriş yapabiliyorsunuz.İngiltere de genelde çaylarını sütle içiyorlar,sabahları bizimkisi gibi peynir zeytin gibi şeyler tüketmiyorlar.Cornflex,tereyağ,reçel,bal,kızarmış ekmek,süt,çay gibi şeyler tüketiyorlar.Iceland gibi marketlerde 1 pounda gayet uygun şeyler bulabiliyorsunuz.Genelde dondurulmuş ürünler var.Ben Tesco ekstradan hazır paketlerde yiyeceklerden alıp öğlenleri yiyorum.İstersen ton balıklı gibi sandviçler var.

Geçenlerde buradaki Marks-Spencer'a gittim.Marks&Spencer'ın buradaki mağazasında Türkiye'deki gibi sadece kıyafet satışı değil,yiyecek,içecek,tabak,havlu,yılbaşı süsü gibi şeylerde satılıyor.İçinde cafesi var,mağazanın içinde lavabosu var.

Çoğu gıda mağazasında Strepsils gibi ilaçlara da rastlamanız mümkün.Boya,kapı kolu gibi şeylerde satıyorlar.Türkiye de pek alışık olmadığımız şeyler.Sürekli yeni şeyler görüyorum.

Otobüs ile bir yerlere gideceğimizde ilk önce otobüsten inecek olanlar var ise onların otobüsten inmesini bekliyoruz.Bournemouth da otobüsler genelde tek kapılı olduğundan ilk önce inecekler var ise onların otobüsten inmesini bekliyoruz.Otobüse binerken otobüs şöförü ile merhabalaşıyoruz.İnerken de teşekkür ediyoruz.