24 Ağustos 2011

GÜNEŞ DOSTUMUZ MU DÜŞMANIMIZ MI?

Yazın bitmesine az kalmasına rağmen güneş ile ilgili bu yazıyı paylaşmak istedim.

Güneş D vitamini içeriyor.Çogu yediğimiz üründe D vitamini bulunmuyor.D vitamininden yararlanmak için bir süre güneşten faydalanabiliriz.

Ama yaz aylarında güneşi görünce bronzlaşmak uğruna güneşe teslim oluyoruz.Bronz görünmek hoşumuza gidiyor,yakışıyor,başkaları tarafından beğeniliyoruz.Ama bilmediğimiz veya bildiğimizi uygulamadıgımız belki çok şey olabiliyor.

Güneş sayesinde cildimiz farkedilir bir şekilde daha parlak ve canlı bir hal alır,sivilcelerin çoğu kaybolur,cilt yoluyla emilen D Vitamini bağışıklık sistemimize iyi gelir,kan dolaşımını hızlandırarak cildin bakterilerle savaşma gücünü destekler,kemik erimesine iyi geliyor,egzama ve sedef gibi cilt sorunlarına daha iyi gelebiliyor.Tabi bir de psikolojik etkileride var.Güneş açtıkça kendilerini çok mutlu hissedenler olabiliyor.

                 
15 dakikalık güneş banyosu(Koruyucu krem olmadan)
                                          =
1 bardak süt + 1 porsiyon somon balığı ya da 600-800 birim D Vitamini Takviyesi'ne denk geliyor.
     
Ama dikkat etmemiz gereken başka bir şey var.Saat 11.00 ile 16.00 arası saatler güneşin en etkili oldugu ve en tehlikeli oldugu saatler.Ve fazla güneşe maruz kalmak CİLT KANSERİNE sebep oldugu.

Sağlıgımız açısından dikkat etmekte fayda var diye düşündüğümüzden bu bilgiyi paylaşmak istedim... 
                                                                                          

20 Ağustos 2011

AYŞE KULİN-HAYAT VE HÜZÜN

Merhabalar;yaz başında okumaya başladıgım iki kitaptan sizlere bahsetmek istiyorum.

AYŞE KULİN'in kitaplarını genelde beğenirim.Bu yıl kendisinin iki kitabını birden okudum.Gerçekten okuması gereken iki kitap.

İnsanın ömrü boyunca başına nelere gelebilceği,bunlarla nasıl başedebileceği,yaşadıgı maddi-manevi zorluklar,o dönemde ülkede yaşanan olaylar,ailesinin herzaman ona tam destek olması,yurtdışındaki hayatı,memleket hasreti,aileden ayrı geçen zor zamanlar,çocuklarında ayrı kalmak zorunda kalması,ayaklarının üzerinde durabilmek için ve çocuklarına iyi bir gelecek sağlamak için gece gündüz çalışmak zorunda olması yani verdiği hayat mücadelesi.Gençlik,hayaller,sıkıntılar.Ders alınması gereken çok şey var bu kitapta...

Hiçbirşey olmaz demeyin ya da hiçbirşeyi yapamam da demeyin.Hayatın insanları nelere sürüklediği belli olmuyor.İnsanın içinde bulunduğu duruma,şartlara ayak uydurması ya da ayak uydurmaya çalışması...

11 Ağustos 2011

ÖZLÜ SÖZLER

Uzun süredir yazılarıma ara verdiğimin farkındayım.Bu aranın belli sebepleri var tabiki.Bir süre bloglara erişememe,bir süre kendi işlerim vs.derken tekrar burdayım.Bu hafta beğendiğim bazı güzel sözleri sizlerle paylaşmak istedim.Bunlardan birkaçı.Umarım beğenirsiniz... 
  • "Mürekkebine göre barındırırım insanları,herkes kendi yazısını kendi yazar hayatıma.Gülüşler   geçer üzerinden yazıların,sahtelikler yıpratır...Ucuzsa mürekkebi;yazan siler kendini,herkes kendi yazısını yıpratır aslında.Ben silmem kimseyi,içten yazılmamış her yazı zamanla uçup gider..."    
  • Hala açlıktan ölenler varsa dünyada,Aslında ölen insanlar değil; insanlıktır.*R. Sharma 
  • "Bana KEŞKE dedirten hayat: geleceğe dair BELKIDE dedirtti. Ve şimdi de ben bunların hepsine dayanarak NEYSE diyorum..."
  • Öğrendim ki, sadece iki şey terk etmezmiş insanı.Biri yanındaki ana, diğeri kalbindeki yara!*Ataol Behramoğlu