27 Eylül 2014

INGİLTERE

Hayalimde hep yurtdışına gitmek vardı.Özellikle de İngiltereye gitmek.Özel bir sebebi yok ama hep ilgimi çekerdi İngiltere.Yurtdışına gitmek özelliklede Ingiltere ve Amerikaya gitmek zordur.Çünkü en zor vize alınan yer neresi diye sorarsanız Ingiltere ve Amerikadır.

Neredeyse 1 yıl önceye kadar çalışıyordum.Çalıştıgım şartlarda yurtdışına gitmem zordu.Sonra kendime bir hedef koydum.İşten ayrıldım,yabancı dil kursuna gittim.Eylül başında da vize başvurusunda bulundum.Bayagı bir evrak hazırladık.Yaş,bir süredir işsiz olmam vs.gibi nedenlerden dolayı bir ümitsizlik vardı içimde.Heyecanlı bekleyiş başladı.Olcak mı olmıcak mı derken iki gün önce öğrendim ki onaylanmış.Hemen bilet arayışına girip bugün biletimi de aldım ve kısmetse bir hafta sonra İngiltereye uçuyor olacagım.Yani bayramı orda geçircem ama bir yandan da onların noel kutlamalarını kısada olsa görcem.O yüzden seviniyorum çünkü onların noellerini çok merak ediyordum.İki hafta nasıl kutlanır noel diye düşünürken en azından hazırlıklarını görüp o havayı tatmış olcam.Çok heyecanlıyım.Bir yandan da tedirginlik.Giden pek gelmek istemiyormuş ya da Türkiyeye çok memnun dönüyorlarmış.Bakalım benim nasıl geçicek.Tabi vizenin onaylanışıyla gitceğim tarih arasındaki süre kısa süre olunca bilet fiyatları biraz pahalıya geliyor ama benim başka pek şansım yoktu.Şimdiden size tavsiyem eğer sizinde kafanızda yurtdışına gitmek varsa gitmeyi düşündüğünüz tarihten epey bir önce vize başvurusu yapın ondan sonra gitceğiniz tarihle vizenin çıkış tarihi arasında uzun süre olunca uygun fiyatlara bilet bulmanız daha kolay olacaktır.

Onların geleneklerini görmeli,farklı kültürleri tanımalı.Çünkü bu insanın ufkunu genişletiyor ve hayata bakışını değiştiriyor.Her insan bir yaşam,her kültür farklı bir deneyim oldugunu düşünüyorum.

24 Eylül 2014

DOSTLUK NEYDİ?

Platon demişki;dostluk,hem iyi görünen hem de iyi olan insandır,iyi olmayan dost görünür ama dost değildir.
Mevlana Celaleddin-i Rumi,insan dostunun huyunu alır demiş.

Dostluk;sevgi,saygı,karşılıklı güven,insanın her zaman yanında olamasa da ona her zaman bir nefes kadar yakın olan,yardımını esirgemeyen,kötü niyet içermeyen her türlü davranışı içeriyor.
Bazen yaşadıklarımız karşısında kendimizi yalnız hissederiz,sanki tüm dünya üstümüze geliyor gibi düşünüşürüz ve sıgıncak bir limana,bir dosta ihtiyaç duyarız.Çevremizde parmaklarımız kadar sayılı iki üç dostumuz oldugunu görmek bence Dünyanın en büyük servetidir.Parayla pulla ölçülemez bunun değeri.Dostluk herşeye rağmen başkadır. 

Peki dostluk kolay kuruluyor mu ya da çevrenizde çok kişinin olmasını mı yoksa birkaç dostunuzun olmasını mı tercih edersiniz?

İnsanın bazen çevresinde çok kişi var gibi gözüküyor ama insan bir şeylere ihtiyaç duyduğunda,bir nefese,yoldaşa gereksinim duyduğunda bir bakıyor çevresinde varmış gibi görünen insanlar birden yok oluyor.Tabi çıkar amaçlı insanlar varsa çevremizde bunlara dikkat etmemiz gerekiyor.Bu tür kişiler çevremizden belki uzak tutamayız ama en azından dikkat edebiliriz.

Herkesle geçinemiyebiliriz,anlaşamayabiliriz.Bunda yadırganacak bir durum yok.Önemli olan karşımızdakinin iyi niyetinden,özünden emin olmak.Arkadaşlıklar,dostluklar kolay kurulmuyor,ufak bir şeylerle de yıkılmamalıdır.Karşımızdakini suçlamadan önce kendimizi de değerlendirmeliyiz.

Hatalar insanlara özgü.Herkes hata yapabilir.Önemli olan hatalarımızdan ders çıkarıp aynı hataları yenilememek.

Dostluk kavramı çok derin bir kavram.Herkesle arkadaş olabilirsin ama herkesle dost olamazsın.Dostlugun özünü benimsemen gerek.Ve karşındaki insanı oldugu gibi kabul etmek gerek.Karşındakinin özünü,niyetini bildikten sonra herşey,her sorun kolay çözülür.Kıymet bilen eskisi gibi yok gibi.Bazı şeylerin kıymetini zamanla,tecrübeyle anlarız.Yaşamadan bilemeyiz.Ama hayatı ne çok ciddiye almalı ne de tamamen boşvermeliyiz.İster istemez okul,iş,ev kaygısına düşüyoruz.Bazı zamanlar oluyor ne kendimize ne de çevremize vakit ayırabiliyoruz.Ki istedikten sonra çogu şeylere vakit ayırabiliriz.Ailemize,çevremize zaman ayırmanın zevki bence paha biçilemez ve manevi değeri de o kadar çokki.

Hırslara kapılıyor bazen insan.Daha iyisi olsun istiyor.Ama bu daha iyisi olsunlara kendimizi kaptırdıgımızda farkında olmadan kendimizden çok şey kaybedebiliyoruz.O yüzden bazı şeyleri denge de tutmaya çalışmak lazım.

Siz ne düşünüyorsunuz?

TATİL

Uzun uğraşlarımız sonucunda Antalya Lara'ya tatile gittik.İnternetten bakmadıgın acente ve otel kalmadı.Otel puanları,yorumları,fiyatları vs.birçok kritere bakıyorsunuz.En son karar verdiğimiz otel LİMAK LARA DE LUXE HOTEL RESORT idi.

Biz bonubon diye bir site aracılıgıyla uygun fiyata aldık.Bir de biraz erken rezervasyon yaparsanız daha uygun fiyata otelinizi seçebilirsiniz.

Çok keyif alıp eğlendik.Denizi sırf kum.Aktiviteler çoktu.Amimasyon ekibi çok başarılıydı.Personeli çok güleryüzlüydü.Hiç asık suratlı personel göremezsiniz.Bayagı ilgililer.

Yemekler deseniz o kadar başarılıki.Her gün akşam yemeğinde özellikle Türk gecesi olsun yabancılara özgü olsun yemekler yapılıp düzenleniyordu.O kadar çok çeşit var ki hepsini tatmak istiyorsunuz tadamıyorsunuz.Sıra gelene kadar bayagı doyuyorsunuz.İster restorantınını ister snack barlarını tercih edin.Havuzdan çıkmak istemeyenler için havuz kenarının ordaki snack barları tercih edebilirsiniz.

Aktiviteler çeşitli.Çocukları,yetişkinleri ayrı ayrı düşünmüşler.Aktivitelere yetişemicek kadar yoruluyorsunuzda.Su sporları,akşam gösterileri,animasyon ekibinin düzenlediği yarışmalar ayrı ayrı.Havuzda olsun havuz kenarında olsun.Çoğu zaman gülmekten bogazımın acıdıgını hissettigim oldu.Köpük party,beach party,garden party,yabancı müzikler ayrı yerde canlı performansla sergileniyor.Biz bayagı keyif aldık.Çocuklu ailelerin çok rahat edebilceği bir yer.

Seneye için araştırma yaparsanız bu otelide göz önünde bulundurmanızı tavsiye ederim.Ben bir daha imkanım dogrultusunda tekrar gitmeyi düşünürüm.